NE MUTLU TURKUM DIYENE

ATATURK:  FATHER OF THE TURKS ATATURK PHOTO GALLERY ANCIENT TURKS PIRI REIS MAP-ANCIENT WORLD MAP ANCIENT TURKS' LANGUAGE TURKS' RECENT HISTORY WHO ARE TURKS? KIPCHAK TURKS OGUZ TURKS TURKS AT AMERICA MIGRATION & CENTRAL ASIA NE MUTLU TURKUM DIYENE HISTORY BEGINS WITH TURKS TURAN ATATURK'S  GREAT SPEECHES ANTI-TURKISM -TURK DUSMANLIGI



 

 

 DUNYADA VE TURKIYE'DE MILLIYETCILIK AKIMLARI VE TURK VATANDASLIGI

 1960'li yillar Marksist ve Liberal beklentilerin aksine, modernlesme, devletlesme ve milli devlet olusturma akimlarina sahne oldu. Hechter'e gore; etnik kimlik sosyal kimliktir ve ortak kultur, ortak tarih veya ortak irka dayanabilir. Bu baglamda etnik kimlik subjektiftir. ( DeVos 1975, Enloe 1973, Patterson 1975) 
Etnik kimlik, irk temeline ilk kez 1985 yilinda Horowitz ile dayandirilmistir. Wolf (1988)'da, ortak biyolojik miras ile kulturel mirasi es tutmustur.
1990'li yillara geldigimizde, etnik ideolojilerin tamamen irk kokenine indirgenmeye baslandigini goruyoruz . (Hollinger 1997).
Etnik kimlik tanimlamalarinda, kavramlar uzerinde bir anlasma yoktur veya tanimlar zamana ve gunun belirledigi sosyo-ekonomik, sosyo-politik anlayisa gore degisebilmektedir.
Kulturel miras kavrami, tarihsel ve genetik miras kavramlarindan farkli, tamami ile oznel bir kavramdir ve bu miraslardan hangisinin benimsenecegi ulusal bir tercihtir.  Turk Milleti bu secimi Ataturk ile birlikte baslayan surecte yapmistir. Bu anlayisa gore, kendisini Turk olarak tanimlayan herkes Turktur. Turkiye de 'etnicity' kavraminin tamami ile biyolojik kokene oturtulmaya calisildigi son bir kac yillik surecte, farkli irklarin olusturdugu ortak kultur, tarih ve mirasin kasitli olarak reddedildigini goruyoruz. Bu kasitli olarak reddedilme surerken, dunyada etnik gruplarin varligini kabul etmeyen nadir ulkelerden birisi de komsumuz AB uyesi Yunanistan'dir. Yani Yunanlilara gore Yunanistan'da Yunanlilardan baska kimse yasamamaktadir, etnisite kavrami ulkedeki Makedonlarin, Arnavutlarin ve Turklerin varligina ragmen inkar edilmektedir. Isin ilginc yani da etnik gruplarin irka dayandirilmis bir yonetim tarzina  yaklasan Avrupa’da  bilimsel arastirmalardan cikan sonuclara gore Yunanlilarin cogunun kokeni de Avrupa’nin cogunun kokeninden cok farkli olarak Alt-Sahara, kuzey Afrika ve Ortadogu oldugu ortaya cikmistir, bu yuzden inkar etme politikasi ve yalanlar uzerine kurulmus propagandalar Yunanlilarin etnik bakimdan parcalanmamalari icin son kalesidir. Hayret verici ve dusundurucu kismi da demokrasinin en buyuk savunucusu Avrupa’nin icinde olanlara el altindan onay vermesi ve seyretmesidir.
  Turkiye ise bu baglamda Turkiye halkinin %80'ine yakininin  bilimsel arastirmalarda Ortaasya ust genetik grubuna(haplogrup K veya M9) dahil oldugu ortaya ciktigi (National Geographic) ve %90’inin uzerinde(Languages of the World) ayni dil kokenini paylasmasina ragmen, irka dayanmaktan daha cok uzlastirici, ortak tarih ve mirasa dayali bir Turk milliyetciligi esas alinmistir. Fakat bunun karsisinda irk temelini esas alan ayrilikci Kurd milliyetciligi dayatmalarinin mantigi nedir? Kurdlere milliyetcilik adi altinda mantigi ve bilimselligi olmayan bir milliyetcilik gosterilip uygulanmasina calisilmistir, Kurdlerin bilimsel arastirmalar sonucunda bir kisminin ortadogu(hamitik arap/yahudi) kokenli, geri kalan buyuk bir kisminin da guneybati Asyali ve Turan soyundan  gelmelerine ragmen tarihteki Perslerden dolayi Iran dili etkisinde kaldiklari anlasilmistir. Kurd milliyetciliginin irka dayandirilmasi tamamen bilimsel olmayan ve yalan propagandalardan kaynaklanmistir.
Gunumuzun karmasIk toplum yapisinda kultur, hem ortak hem de ayrisan yanlari olan topluluklarin olusturdugu, bir yandan sureklilik gosterirken diger yandan degisimi de iceren bir olgu degil midir? Boyle bir yapi icerisinde 'etnik' taniminin basitce genetik kokene indirgenmesi, kulturel kuresellesmenin suni dayatmasi degil de nedir?
"Ethnicity" kavramini irk temeline indirgeyen bu yeni kuresellesme anlayisi, ulus devlet modellerinde, etnik gruplar arasinda cikar catismalarina yol acarak dusmanligi koruklemekte ve boylece politik ve ekonomik istikrari tehdit etmektedir. Ancak tum bu olumsuzluklara karsin, "cok etnik yapili toplum" savi dayatilmaktadir. Bu savin destekcileri, birlikte yasamanin, calismanin, ortak tarihi gecmise sahip olmanin getirdigi tamami ile kendiliginden olusan dogal asimilasyonu bilincli olarak goz ardi etmektedirler. Bu kulturel donusum, cogunluk kulturunun azinlik uzerine dayattigi bir asimilasyon degil, egitimin, birlikte yasamanin, kader birligi etmenin getirdigi dogal bir sosyal donusumdur.
Kymlicka'nin unlu "cok kulturlu vatandaslik" isimli calismasinda (1995), gunumuz ulkelerinin cogunun, kulturel farkliliklar gosteren 5000 etnik grubun yasadigi ve 600 dilin konusuldugu yerler olmasi nedeni ile en uygun cozumun, cok kulturlulugu tanimak oldugu iddia edilmektedir. Kymlicka'nin bu populist calismasi, bugun kulturel emperyalizmin el kitabidir.  Kymlicka'nin bu eserine irk ile kulturu birbirine karistirdigi ve oznel bir yoruma vardigi elestirisi getirilmektedir. Boylece, dayatma tanimlar ile ortak kulture dayali ve ortak gecmisi olan, ancak farkli genetik yapilara sahip topluluklarin yasadigi bircok ulke, cok kulturlu bir gelecege zorlanmaktadir. Tarihci Hollinger 1995'de yaptigi bir calismada cok carpici sonuclar ortaya koyar. Hollinger e gore cok kulturlu Amerikan toplumu, 20. yuzyilin baslarinda, bugune kiyasla daha cok kulturel farklar gostermektedir. Dr. Francis'e gore ise "cok kulturluluk", uzerinde calisilmasi gereken sosyolojik bir olgu degil, politik gucu ele gecirmeye ve mevcut kulturu yok etmeye, gercegi susturup yalani korumaya yonelik bir taktiktir, dolayisiyla da teorilestirilemez.
Dogal asimilasyon ve butunlesme sonucu etnik gruplarin ortak tarihsel ve kulturel miras sahibi oldugu ulkelerde, dayatma ile bu ortak kulturden uzaklastirma cabalari, kanli eylemler ve irklar arasi catismalara yol acacak sekilde desteklenmektedir. Cok kulturluluk dayatmalarinin bir sonraki asamasi ise "politik taninma"dir. Lopez, 1997'deki calismasinda, cok kulturlulugun, etnik gruplarin genel talebi olmayip, kulturel farklarin azalmasindan rahatsiz olan etnik elitin ve politikacilarin dayatmasi oldugunu soyler ve boylece ortaya cikan sonucu, zorlama bir ideoloji olarak adlandirir. Cok kulturluluk ideolojisi, kulturel farklari abartarak, suni bir kuresel kulturel asimilasyon yaratmaktadir.
Bu baglamda,  kuresel emperyalistler acisindan etnik ve dini hosgoru yalnizca toplumsal gecis sureclerinde kullanilan bir aractir. Amac ise, kulturel kuresellesmeyi saglamaktir. Bu mantik cercevesinde bakildiginda,  Guneydogu Anadolu ve Dogu Anadolu'da Kurd elitin dayattigi kulturel haklarin taninmasi talebinin gercek yuzu daha iyi gorulebilir. Guneydogu ve Dogu Anadolu,  Turk Milleti icin Kurd ayrilikcilarinin ve dolayisi ile de kureselcilerin insafina terk edilemeyecek kadar cok onemlidir. Yine bu baglamda, Turk kulturune "Anadolu kulturu" gibi miyop bir anlayisla yaklasanlarin da, kulturel kuresellesmeye hayir demenin tek yolunun, kendi kuresel kutbunu yaratmaktan gectigini algilamasi gerekir. Nasil ki Ataturk Milliyetciligi, Turkiye'nin cagdaslasma projesinde en onemli faktor olmus ise, Turkluk ve kultur milliyetciligi de gelecegin modelidir. Bu model dunyadaki tum Turklerin buyuk bir Turk devleti altinda birlesmesine sebep olacaktir.
 Gunumuzde, milliyetcilik Avrupa ulkelerinde farkli Balkan ulkelerinde ve Turkiye’de farkli sekilde karsimiza cikmaktadir. Avrupa’daki milliyetcilik irkci, dislayici, yayilmaci, saldirgan milliyetciliktir. Turkiye’ye gelince; savunmaci, korumaci milliyetciliktir. Kemalist milliyetcilik anlayisi, yani cokkulturlulugu devletin kurulus stratejisi olarak belirleyen anlayis, hicbir paranoyaya yer birakmamistir. AtaTurk, gec ulus-devlet olan Turkiye’yi yapilandirirken, asure kazani modeli degil, salata kâsesi modeline gore yapilandirmistir. Yani, tum etnik gruplar kendilerini Turkiye Cumhuriyeti devletine vatandaslik bagi ile bagli olarak gordukleri surece sorun yoktur. Cunku AtaTurk’e gore, “Ne mutlu Turkum diyene” diyebildigi surece, tum alt kimlikler kendilerini ozgurce ifade edebilirler. Burada tartisilacak bir konu yoktur. Ayrica TC kanunu cok aciktir ve der ki:
MADDE 66. - Turk Devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Turktur.
66. maddeye ragmen, Turkiye’de bazi cevrelerin dis kaynaklarin provakasyonuyla ‘Turkluk’ tanimi yapmaya calisiyor olmasi uzucu oldugu kadar da dusundurucudur. 301. maddedeki ‘Turkluk’ kadar, ilkokul cocuklarinin andlarindaki, hatta Istiklal Marsimizdaki ‘Turkluk’ kavrami bile bugun hukumet partisi AKP tarafindan ironik bir sekilde sorgulanmaktadir. Hatta Ataturk’un ‘Ne mutlu Turkum diyene’ sozleri bile carpitilmakta, bu ifadenin altinda irkci yaklasimlar aranmaktadir. Oysa ki ‘Turk’tur demek hukuki bir bagdir, vatandaslik bagidir, etnisite anlaminda degildir. Ataturk’un ‘Ne mutlu Turk olana’ demek yerine ‘Ne Mutlu Turk’um diyene’ demesi de bu yuzdendir.
Anayasaya ragmen, ‘Turk’lugu kan esasina gore algilamak isteyenler, etnik ayrimciligi, irkciligi korukleyenler, ‘Turkiyeliligin’ arkasina siginmaktadir. Eger ille de Turkluk bir irka indirgenmek isteniyorsa o zaman Turklerle birlikte Avrupalilarin cogunun, Avrasyalilarin tamaminin, Asyalilarin buyuk bir kisminin, Amerikan yerlilerin cogunun ve Ortadogulularin az bir kisminin bu irk grubuna dahil edilmesi gerekmektedir. Daha once de belirttigim gibi Turkiye'deki Türklük irka dayanmadigi gibi dunyadaki Türk irki kavrami Ortaasya irkiyla butunlesmistir, Turkler genetik olarak dunyadaki bircok milletin babasidirlar, Turkiye'de ise TC vatandasi olan herkes Türk'tür.

"NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE"