PIRI REIS MAP

ATATURK:  FATHER OF THE TURKS ATATURK PHOTO GALLERY ANCIENT TURKS PIRI REIS MAP-ANCIENT WORLD MAP ANCIENT TURKS' LANGUAGE TURKS' RECENT HISTORY WHO ARE TURKS? KIPCHAK TURKS OGUZ TURKS TURKS AT AMERICA MIGRATION & CENTRAL ASIA NE MUTLU TURKUM DIYENE HISTORY BEGINS WITH TURKS TURAN ATATURK'S  GREAT SPEECHES ANTI-TURKISM -TURK DUSMANLIGI

TURKLUGUN UNUTULMUS MEDENIYETI VE PIRI REIS'IN HARITASI

 
Piri Reis zamanýn içinde yol alýrken Einstein'ýn izafiyet teorisini önceden öngörmüþ müydü? Einstein, zamanda yolculuk mümkün derken Piri Reis ile hali hazýrda taniþmýydý?
Geleneksel bilgilere göre, Antartika kitasý milyonlarca yýldan bu yana buzlarla kaplýdýr. Ama bu dýs görünüste böyledir, konuya biraz daha yaklaþýldýðýnda ortada ciddi eksikliklerin bulunduðu farkedilir ve bizlerin bu kanýya varmamýzý saðlayan kiþi ise bir Türk denizcisi ve amirali olan Piri Reis´dir. Çünkü Piri Reis´in dünyaca ünlü haritasinda, kutupdaki Queen Maud bölgesi milyonlarca yil önceki haliyle çizilmistir, oysa bölgenin ve civarinin buzsuz halinin günümüzden 6.000 yil önce sona erdigi bilinmektedir. Öyleyse karþýmýzda zorlu bir problem bulunuyor; Kim ya da ne hangi teknolojiyi kullanarak Antartika´nin coðrafi ölçümünü, bizim ýrkýmýzýn yaþamadýðý bir çað olan iki milyon yýl öncesindeki görünümüyle tam olarak yapabildi?
Bilindiði gibi, harita yapýmcýlarý bir bütün halinde hareket ederler ve aralarinda ayrýntýlar dýþýnda dikkate deðer farklýlýklar görülmez; ama Piri Reis´in haritasý böyle degildir ve kurallara uymaz, bu durumda karþýmýzdaki çözülmesi gereken sorun daha da güçlesir, üstelik bu sorun 6.000 yýllýktýr ve klasik tarihçilere göre 6.000 yil öncesi ilk uygarlýklarin henüz olusmadigi bir çaðdýr. Temel olarak tarihsel ve jeolojik kaynaklara yönelerek iþe baslayalim. Bir kere Piri Reis´in haritasi bir dahinin ürünüdür, sahte deðildir, 1513´de Istanbul´da yapýlmýstýr. Haritanýn odak noktasý Afrika´nin batý kýyýlarý, Güney Amerika´nin doðusu ve Antartika´nin kuzey kýyýsýdýr. Piri Reis´in nasýl olup da, Insanlýðýn 1818 yýlýna kadar bilmediði bir kýtayý yani Antartika´yý 300 yil öncesinde bildiði ve çizdiði bilinmiyor, kendisi de bu konuda bilgi vermemektedir. Haritada açikça görülen buzsuz Queen Maud Bölgesi tam bir bulmacadir, jeolojik olarak en iyimser tahminle bu bölgenin buzsuz olmasi 4.000 yil öncesindedir. Kaldi ki Piri Reis´in haritasýndaki Queen Maud Bölgesi´nde yaþam vardir, bunun olabilmesi için de 9.000 yil öncesinin koþullari gereklidir. Ve bizler MÖ 4.000 ile 13.000 yýl öncesinde kýyýlari ölçebilecek kapasitede olan ve bu gereði duyan bir uygarlýðýn varlýðýndan haberdar deðiliz. 1513 yýlýndaki haritada görülen kýta 1818´da keþfedildiðinde ve daha da sonrasýnda kiyilar haritadaki gibi ölçülemedi çünkü Antartika 6.000 yýldýr buzlarla örtülüydü, toprak buzlarýn altýnda bir yerdeydi.
BU NASIL AÇIKLANABÝLÝR?
Piri Reis´in haritasinda yer alan notlara bakilirsa, haritayi kendisi yapmistir ama yanisira da orjinal ölçümden ve kartografiden sorumlu olmadigini söyler ve daha da öteye giderek dürüst bir itirafta bulunur ve haritasini, baska haritalardan kopya ettigini belirtir. Reis´in çagdaslari olan ve yakin dönemlerinde yasayan içlerinde Kristof Kolomb´un da bulundugu kasifler ancak Güney Amerika´ya ve Karayip Adalari´na ulasmislardi ama öyle haritalar vardi ki yapim tarihleri MÖ 4. Yüzyil´a ulasiyordu. Ama bunlari kimler yapmisti? Ama Piri Reis bu haritacilarin kimlikleri hakkinda hiçbir ipucu vermiyor; 1963 yilinda Prof. Charles. H. Hapgood bir kitap yazarak sorunu arastirdi, Reis bazi kaynak haritalardan söz ediyor ve hatta MÖ 4. Yüzyil´dan kalan haritalara atif yapiyordu ama asil kaynak çok daha fazla eski olmaliydi. Bilgi insandan insana, kusaklardan kusaklara geçen bir seydir, belki de bildigimiz ilk ve hala da en iyi denizciler olan  Finikeliler haritalarini bilinmeyen veya bizim su anda bilmedigimiz bir halktan veya unutulmus bir medeniyetten almislardi. Iste bu eski medeniyet Turklugun unutulmus Ortaasya medeniyetiydi. Ortadogu'ya ilk medeniyet Sumerlilerle Ortaasya'dan, Misirlilarin medeniyeti ise firavunlarin Sumer veya Ortaasya kokenli kavimlerden meydana gelmesiydi. Iste bu yuksek Ortaasya medeniyeti daha sonra kendini Ortadogu'da, Cin'de Hindistan'da, Meksika ve Peru'da kendini gosterdi. Piramitler ve yazilar bu Turklerin en eski medeniyetlerinin gittigi her yerde goruldu. Bugun bu soylediklerimiz genetik arastirmalarla da kanitlanmaktadir. Eski Ortaasya Turkleri dunyanin genetik olarak babalari olduklari kadar, dunyadaki medeniyetin ve uygarliklarin atalaridir. Kaynak: National Geographic: Dr. Spencer Wells- K ortaasya haplogrubu.
Piri Reis´in haritasina bakilirsa, kutuplara yolculuk edilmis ve çok eskilerde birileri Antartika kiyilarini buzlarin olmadigi dönemde çizmislerdi. Bu basarý veya yapim Piri Reis ya da Kolomb için mümkün degildi, ne harita çizmek için uygun navigasyon cihazlari vardi, ne de enlem ve boylamlar hakkinda bilgileri, bu teknikler ancak 18. Yüzyil´in ikinci yarisinda gelistirildi. Heredot ve Strabo 2.000 yýl öncelerinde Akdeniz ve yakin çevresini gösteren bazi haritalar çizdiler ama hepsi hataliydi ve Piri Reis´in haritasina göre çok ilkeldiler. Öyleyse ortada kayip bir medeniyetin teknolojisi olmali ama bu fikri desteklersek bu defa da bu teknolojinin sahibi olan kayip bir Ortaasya Turk uygarligi fikrini de desteklemis oluruz. Bilime göre ise bu bir mittir ve pesinden gidilemez fakat aslinda isin pesinde gitmesi gereken kurum bilimin ta kendisidir ama her nedense bilim görevini yerine getirmez ve önünde duran problemi çözmek için çaba göstermez. Einstein´dan bu yana çalan zillere ragmen, bilim bu alanda dilsiz gibidir. Asirlar boyunca Yunan uygarliginin bati uygarliginin kokeni oldugu yalaniyla beyni yikanmis olan bati uygarligi ne yazikki dunyanin bu gizli en buyuk sirrinin Turkler oldugunu bazi istisna batili bilim adamlari kanitlamaya ugrastiysa da sonucta ortaya cikarmak istememistir.
Amerikan Cografya Dernegi Baskani olan John Wright, Hapgood gibi cesur görüslerin ortaya atilmasi hakkinda; "Hipotez gelistiriyormus gibi poz aliyorlar ve çigliklar atarak gelecekte arastirma yapilmasini istiyorlar." demistir.
Iyi de, bu garip haritalari açiklayacak bir tek bilimsel yaklasim ortada yoktur, artik birilerinin bu haritalarla antik uygarligin yorumunu yapmasi veya arastirmasi gerekmektedir. Hapgood bilimsel sorumlulugunu sirtinda tasiyarak, ölünceye kadar çabaladi; ölüm yataginda bile tartisiyor ve çalismalari için; "Çok ince ama haksizca, dokunakli bir alaycilik göstererek, saçmaliklar olusturarak ve faktörleri temel kosullarda dahi test etmeden karsý çiktilar ve hiç utanmadilar." diyordu. Hapgood bir jeolog deðildi, ABD, New Hampshire, Keene Koleji´nde antik tarihçiydi. Gelecek nesiller onu hatirlayacaklar ve dünya tarihi ile ilgili gerçekçi yaklasimlari unutulmayacak, Albert Einstein, Hapgood´un 1953´de yazdigi kitabinin önsözünü yazmisti ve o yillar Piri Reis´in haritasiyla henüz ugrasmadigi dönemdi. Einstein söyle diyordu; "Ben benimle iliski kurmak ve danismak isteyenlerle sIk sIk iliski kurarim, bunlarin içinde yayinlanmamis birçok fikir vardir. Ama böylesine fikirlerin arasinda bilimsel deger tasiyanlar çok nadirdir. Bay Hapgood ile ilk iliski kurdugumda, sanki beni elektrik çarpti. Fikirleri çok orjinaldi, basit ama çok vurucuydu, eger kendisini ortaya koymaya devam ederse, dünya yüzeyinin tarihindeki hersey büyük önem tasiyacaktir. (C. H. Hapgood´un "Earth´s Shifting Crust: A key to some basic problems of Earth Science" adli kitabinda yer alan ve Einstein tarafindan yazilmis olan önsözden; Pantheon Books, New York, 1958) Hapgood bu kitabinda, küresel jeoloji kuramini tanimliyor ve dünya biliminin garipliklerinden söz ediyor ve saglam açiklamalarla Antartika´nin MÖ 4.000 yil öncesinde buzsuz oldugunu belirtiyor ve söyle devam ediyordu;
SÖZ EINSTEIN'DA
"Antartika bir zamanlar buzla kapli degildi ve bugünkünden çok sicakti çünkü o zamanlarda Güney Kutbu´nun fizik yeri baska yerdeydi, 2.000 mil daha kuzeyde bulunuyordu. Antartika kitasi simdiki pozisyonuna dogru ilerliyordu, bu mekanige ´dünya kabugunun yer degistirmesi´ diyoruz. Tektonik yer kabugu plakalarinin yer degistirmesi yani bilimsel tanimla ´kitasal sürüklenme´ litosferi de etkiliyordu. Bunu çürüyüp büzülmekte olan bir portakal kabuguna benzetebilirsiniz, kitanin hareketi tedriciydi ve güneye kaydikça soguyordu. Binlerce yil süren acimasiz buzlanma sonunda günümüzdeki haline ulasti." Tutucu jeologlar Hapgood´un kuramini kabul etmekte isteksizdirler ama hiçbirisi de basarili bir karsit görüs getirmemislerdir ve o zaman da sorular artmaktadir. Hangi düsünülebilir mekanizma, yer kabugunun çapini etkileyip, litosferi bozacak kadar etkilemektedir? Bilinen jeolojik açiklamalar yeterli midir? En iyi cevabi yine Einstein´in önsözünde buluyoruz; "Kutup bölgesinde, sürekli buz birikmektedir ama bu birikim simetrik degildir, dünyanin dönüs rotasi nedeniyle kütlesel birikimler simetrik degildir ve olusan santrifuj momentum dünyanin kati kabugunu etkilemektedir. Bu sabit artis süregelmektedir, dogal bir noktaya ulastiginda dünyanin kabugunu hareket ettirecek bir momentum olusacak ve dünyanin kalan bölgelerini de etkileyecektir. "
Piri Reis haritasi, daha birçok sürprizlerle doludur; Günümüzde de, Antartika´dan kopan bazi dev buzul parçalari daha güneye dogru kaymaya devam etmektedir ama bu süreç MÖ 4.000´de baslamistir. Yani haritada görüldügü kadariyla bu kayis veya kopus sürecinin bir bölümü yansitilmistir. Ama bunu bilmenin tek yolu bilimdir ama hangi uygarlik tarafindan bu yapilmistir? Bunu ögrenmenin tek yolu isi kolaylastirmaktir ve akademik bir uzlasma gerektirecektir; Ama hangi alanda ve nasil? Bilindigi kadariyla uygarlik ilk kez Orta Dogu´da Ortaasya kokenli Sumerlilerle baslamis ve Ortaasya'dan getirilmistir. Yani nuh tufani sonrasi ilk uygarlýk MÖ 4.000´lerde Sümer ve Misir´da ortaya çikmistir, Daha sonra Indüs Vadisi(Hindistan) ve Çin uygarligi bunu izlemistir. Bundan 1.500 yil sonra da, spontane ve bagimsiz olarak Amerika kitalari ortaya çikmistir. Bu süreçler içersinde uygarlik gelismis, evrimlesmis ve daha ari, kompleks ve yaratici bir hale gelmistir. Fakat gizem açiklanamamaktadir; Sümerli astronomlarýn normalötesi astronomi bilgileri, Dunyadaki tum piramitlerin gizemi ozellikle son olarak Uygur bolgesinde bulunan dunyadaki en buyuk boyuttaki Turk piramitleri, uzak geçmisten kalan ve arkeolojinin ortaya çikardigi garip araçlar hala karanliktadir. Sonuçta soru bellidir; Eski teknoloji nedir ve nasil ögrenilecektir? Ve Piri Reis´in haritasi bu sorunun karsisinda durmaktadir.
KOLOMB'UN HARiTASI KIMIN?
Sasirticidir ama Tegmen Colonel Ohlmeyer adli bir denizci 1960´da Prof. Hapgood´a yazdigi bir mektupta Piri Reis´in haritasindaki topografik durumu belirtiyordu. Eger Piri Reis´in haritasi yeterince incelenirse, Antartika´nin durumu büyük agirlik tasimaktadýr. Birçok kisiye göre bu bir gizemdir veya bir raslantidir. Elbetteki Piri Reis, söz konusu imkansiz ve açiklanamayan cografi bilgiye sahip olan tek kisi degildi. Hapgood, bir yeralti akintisi gibi bilginin çaglar boyunca kültürden kültüre aktigini söylüyordu. Hangi nedenle olursa olsun birçok haritaci ayný sýrrý paylaþtýlar. Belki de geçmiþin haritacýlarý bilerek veya bilmeyerek kayýp bir mitolojik Ortaasya Türk uygarlýðýnýn sýnýrsýz biliminin bir parçasýný paylasýyorlardý. Unutulmamali ki Kolomb´u okyanuslara götüren inancýn kökeninde de, yine küçük ama kaynaðý bilinmeyen bir Türk haritasý vardý.
 
Dunya tarihi icin cok onemli olan bu konuyu Ataturk'ün þu sözleriyle bitirelim.
"Asla süphem yoktur ki, Türklüðün unutulmuþ büyük medeni vasfý ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelismesi ile geleceðin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneþ gibi doðacaktýr."
MUSTAFA KEMAL ATATURK