ATATURK'S SPEECHES ABOUT TURK

ATATURK:  FATHER OF THE TURKS ATATURK PHOTO GALLERY ANCIENT TURKS PIRI REIS MAP-ANCIENT WORLD MAP ANCIENT TURKS' LANGUAGE TURKS' RECENT HISTORY WHO ARE TURKS? KIPCHAK TURKS OGUZ TURKS TURKS AT AMERICA MIGRATION & CENTRAL ASIA NE MUTLU TURKUM DIYENE HISTORY BEGINS WITH TURKS TURAN ATATURK'S  GREAT SPEECHES ANTI-TURKISM -TURK DUSMANLIGI

ATATURK'S SPEECHES

"Beni olaganüstü bir kisi olarak yorumlamayiniz. Doðuþumdaki tek olaðanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."

"Dünya yüzünde, Türk’ten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlýk tarihinde görülmemiþtir."

"Yüksel Türk! Senin için yüksekliðin hududu yoktur. Ýþte parola budur."

"Taþ kýrýlýr, Tunç erir, ama Türklük ebedidir"


"Asla süphem yoktur ki, Türklüðün unutulmuþ büyük medeni vasfý ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki geliþmesi ile geleceðin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneþ gibi doðacaktýr."


"Türk Milletinin karakteri yüksektir, Türk Milleti çalýþkandýr, Türk Milleti zekidir."


"Bir Türk, cihana bedeldir!"

"Ben her þeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doðdum. Böyle öleceðim. Türk birliðinin bir gün hakikat olacaðýna inancým vardýr. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyalarý içinde kapayacaðým. Türk birliðine inanýyorum, onu görüyorum. Yarýnýn tarihi, yeni fasýllarýný Türk birliðiyle açacaktýr. Dünya sükununu bu fasýllar içinde bulacaktýr. Türk'ün varlýðý bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneþ ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."


"Bu memleket, dünyanin beklemediði, asla ümit etmediði bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik bir Türk besiðidir. Besik tabiatýn rüzgarlarýyla sallandý. Beþiððn içindeki çocuk tabiatýn yaðmurlarýyla yýkandý. O çocuk tabiatýn þimþeklerinden, yýldýrýmlarýndan, kasýrgalarýndan evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alýþtý; onlarý tabiatýn babasý tanýdý onlarýn oðlu oldu. Bir gün o tabiat çoçuðu tabiat oldu; þimþek, yýldýrým, güneþ oldu; Türk oldu. Türk budur. Yýldýrýmdýr. Kasýrgadýr, dünyayý aydýnlatan günestir."

"Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her þeyden önce ve kesinlikle Türkçe konusmalýdýr. Türkçe konuþmayan bir insan Türk kültürüne, topluluðuna baðlýlýðýný iddia ederse buna inanmak doðru olmaz."

"Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmus bir milletiz.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlýk karþýsýnda uþak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyýk sayýlamaz.


Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadýmýn en deðerli mirasý olan baðýmsýzlýk aþký ile dolu bir adamým. Çoçukluðumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatýmýn her safhasýný yakýndan bilenler bu aþkým malumdur. Bence bir millete þerefin, haysiyetin, namusun ve insanlýðýn vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve baðýmsýzlýðýna sahip olmasýyla kaimdir. Ben þahsen bu saydýðým vasýflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasýflarin kendimde mevcut olduðunu iddia edebilmek için milletimin de ayný vasýflarý taþýmasýný esas þart bilirim. Ben yaþayabilmek için mutlaka baðýmsýz bir milletin evladý kalmalýyým. Bu sebeple milli baðýmsýzlýk bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlýðý teþkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabi olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansýz düþmanýyým.


Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliði üzerine kurulmus müesseseler her tarafta yýkýlmaya mahkumdurlar.


Cumhuriyet fikir serbestliði taraftarýdýr. Samimi ve meþru olmak þartýyla her fikre saygý duyarýz.


Egemenlik kayýtsýz ve þartsýz milletindir.


Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, iþbirliði eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onlarýn milliyetlerinin bütün icaplarini tanýrýz. Bizim milliyetçiligimiz herhalde hodbince ve maðrurca bir milliyetçilik degildir.


Bilelim ki milli benliðini bilmeyen milletler baþka milletlere yem olurlar.


Milli mücadelelere þahsî hýrs deðil, milli ideal, milli onur sebep olmustur.


Türk çoçuðu ecdadýný tanýdýkça daha büyük iþler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktýr.


Milli his ile dil arasindaki bað çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olmasi, milli hissin geliþmesinde baslýca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil þuurla iþlensin. Ülkesini, yüksek baðimsýzlýðýný korumasýný bilen Türk milleti, dilini de yabanci diller boyunduruðundan kurtarmalýdýr.

Bir dinin tabiî olmasý için akla, fenne, ilme ve mantiða uygun olmasi lazýmdýr.

Her fert istediðini düsünmek, istediðine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtigi bir dinin icaplarini yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanina hakim olunamaz.

Türk Milletinin istidadi ve kesin kararý medeniyet yolunda, durmadan, yýlmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanlarin ayaklarý altýnda kalmaya mahkumdurlar.

Büyük dinimiz çalýþmayanýn insanlýkla hiç ilgisi olmadýðýný bildiriyor. Bazi kimseler çaðdaþ olmayý kâfir olmak sayýyorlar. Asil küfür onlarin bu zannýdýr. Bu yanlýþ tefsiri yapanlarýn maksadý Islâmlarýn kâfirlere esir olmasini istemek deðil de nedir? Her sarýklýyý hoca sanmayýn, hoca olmak sarýkla degil, dimaðladýr.

Arkadaþlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti þeyhler, derviþler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doðru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatýdýr.

Medeniyetin emir ve talep ettiðini yapmak insan olmak için yeterlidir.

Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarini tatbik edeceðiz.

Bizim devlet idaresinde takip ettiðimiz prensipleri, gökten indiði sanilan kitaplarin dogmalarýyla asla bir tutmamalýdýr. Biz, ilhamlarýmýzý, gökten ve gaipten degil, dogrudan dogruya hayattan almýþ bulunuyoruz.

Milletimiz her güçlük ve zorluk karþýsýnda, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hýzýný, her vasitayla arttýrmaya çalýþmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

Insan topluluðu kadýn ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasýný ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüðü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarýsý topraða zincirlerle baðli kaldýkça öteki kýsmý göklere yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadýný, sen yerde sürünmeye deðil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layýksýn.

Analarýn bugünkü evlatlarýna vereceði terbiye eski devirlerdeki gibi basit deðildir. Bugünün analarý için gerekli vasiflarý taþýyan evlat yetiþtirmek, evlatlarýný bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasýflar taþýmalarýna baðlýdýr. Onun için kadýnlarýmýz, hattâ erkeklerimizden çok aydýn, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eðer hakikaten milletin anasý olmak istiyorlarsa.

Ben icap ettiði zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canýmý vereceðim.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduðunuz terbiye ve irfan ile insanlýk ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kýymetli timsali olacaksýnýz. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaþatacak sizsiniz.

Yüksel Türk! Senin için yüksekliðin hududu yoktur. Iþte parola budur.

Benim naçiz vücudum nasýl olsa bir gün toprak olacaktýr. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yasayacaktýr.

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatlarý! Yorulsanýz dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliði gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

Biz cahil dediðimiz zaman, mektepte okumamiþ olanlarý kastetmiyoruz. Kastettiðimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuþ olanlardan en büyük cahiller çiktýðý gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatý gören gerçek alimler çikabilir.

Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatlarý seven, fikir terbiyesinde olduðu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmýþ ve yükselmiþ olan erdemli, kudretli bir nesil yetiþtirmek ana siyasetimizin açýk dileðidir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öðretmenleri ve eðiticileri, sizler yetistireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktir. Eserin kýymeti, sizin maharetiniz ve fedakârliðýnýz derecesiyle mütenasip bulunacaktýr.

Milleti kurtaranlar yalnýz ve ancak öðretmenlerdir. Ögretmenden, eðiticiden yoksun bir millet, henüz millet namýný almak istidadýný keþfetmemiþtir.

Dünyanýn her tarafindan öðretmenler insan topluluðunun en fedakâr ve muhterem unsurlarýdýr.

Okul sayesinde, okulun vereceði ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatý, Türk iktisadiyatý, Türk siir ve edebiyatý bütün güzellikleriyle geliþir.

Türkiye'nin asil sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layýk olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye eriþmek maksadýný güder.

Ekonomik kalkýnma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlý Türkiye idealinin belkemiðidir. "

ATATÜRK'ÜN TÜRK MÝLLETÝNE ONUNCU YIL NUTKU

Türk Milleti!
Kurtulus savasina basladigimizin on besinci yilindayiz. Bugun Cumhuriyetimizin onuncu yilini doldurdugu, en buyuk bayramdir. Kutlu olsun

Bu anda, buyuk Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu gune kavusmanin, en derin sevinci ve heyecani icindeyim.

Yurttaslarým!

Az zamanda cok buyuk isler yaptik. Bu islerin en buyugu, temeli Türk kahramanligi ve yuksek Türk kulturu olan, Türkiye Cumhuriyetidir.

Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun degerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yurumesine borcluyuz.

Fakat yaptiklarimizi asla kâfi goremeyiz. Cunku daha cok ve daha buyuk isler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dunyanin en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine cikaracagiz. Milletimizi en genis refah, vasita ve kaynaklarina sahip kilacagiz. Millî kulturumuzu, muasir medeniyet seviyesinin ustune cikaracagiz.

Bunun icin, bizce zaman olcusu, gecmis asirlarin gevsetici ziyniyetine gore degil, asrimizin surat ve hareket mefhumuna gore dusunulmelidir. Gecen zamana nispetle, daha cok calisacagiz. Daha az zamanda, daha buyuk isler basaracagiz. Bunda da muvaffak olacagimiza suphem yoktur. Cunku, Türk milletinin karakteri yuksektir. Türk milleti caliskandir, Türk milleti zekidir. Cunku Turk milleti milli birlik ve beraberlikle guclukleri yenmesini bilmistir. Ve cunku, Türk milletinin yurumekte oldugu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasinda tuttugu mesale, muspet ilimdir. Sunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yuksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfi da, guzel sanatlari sevmek ve onda yukselmektir. Bunun icindir ki, milletimizin yuksek karakterini, yorulmaz caliskanligini, fitri zekâsini, ilme bagliligini, guzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu mutemadiyen ve her turlu vasita ve tedbirlerle besleyerek inkisaf ettirmek milli ulkumuzdur. Türk milletine cok yarasan bu ulku, onu, butun beseriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine dusen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kilacaktir. Buyuk Türk milleti, onbes yildan beri giristigimiz islerde muvaffakiyet vadeden cok sozlerimi isittin. Bahtiyarim ki, bu sozlerimin hicbirinde, milletimin hakkimdaki itimadini sarsacak bir isabetsizlige ugramadim.

Bugun, ayni iman ve katiyetle soyluyorum ki, milli ulkuye tam bir butunlukle yurumekte olan Türk milletinin, buyuk millet oldugunu butun medeni alem, az zamanda, bir kere daha taniyacaktir.

Asla suphem yoktur ki, Türklugun unutulmus medeni vasfi ve buyuk medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkisafi ile âtinin yuksek medeniyet ufkunda yeni bir gunes gibi dogacaktir.

Türk Milleti;

Ebediyete akip giden her on senede, bu buyuk millet bayramini, daha buyuk sereflerle, saadetlerle, huzur ve refah icinde kutlamani gonulden dilerim.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

Speech Delivered by Ataturk on the Tenth Anniversary of the Foundation of the Republic

The Turkish Nation!

We are in the fifteenth year of the start of our way of liberation. This is the greatest day marking the tenth year of our Republic.

May it be celebrated.

At his moment, as a member of the great Turkish nation, I feel the deepest joy and excitement for having achieved this happy day.

My citizens,

We have accomplished many and great tasks in a short time. The greatest of these is the Turkish Republic, the basis of which is the Turkish vallancy and the great Turkish culture.

We owe this achievement to the cooperative progress of the Turkish nation and its valuable army. However, we can never consider what we have achieved to be sufficient, because we must, and are determined to, accomplish even more and greater tasks. We shall raise our country to the level of the most prosperous and civilised nations of the world. We shall endow our nation with the broadest means and sources of welfare. We shall raise our national culture above the contemporary level of civilisation.

Thus, we should judge the measure of time not according to the lax mentality of past centuries, but in terms of the concepts of speed and movement of our century.

Compared to the past, we shall work harder. We shall perform greater tasks in a shorter time. I have no doubt that we shall succeed in this, because the Turkish nation is of excellent character. The Turkish nation is intelligent, because the Turkish nation is capable of overcoming difficulties of national unity, and because it holds the torch of positive sciences.

I must make it clear with due emphasis, that a historical quality of the Turkish nation, which is an exalted human community, is its love for fine arts and progress in them. This is why our national ideal is to constantly foster and promote, with all means and measures, our nation's excellent character, its tireless industriousness, intelligence, devotion to science, love for fine arts and sense of national unity.

This ideal, which very well suits the Turkish nation, will enable it to succeed in performing the civilised task falling on it in securing true peace for all mankind.

The Great Turkish Nation, you have heard me speak on many occasions over the last fifteen years promising success in the tasks we undertook. I am happy that none of my promises have been false ones which could have shaken my nation's confidence in me.

Today, I repeat with the same faith and determination that is will soon be acknowledged once again by the entire civilised world that the Turkish nation, who has been progressing towards the national ideal in exact unison, is a great nation. Never have doubted that the great, but forgotten, civilised characteristic and the great civilised talents of the Turkish nation, will, in its progress henceforth, rise like a new sun from the high horizon of civilisation for the future.

The Turkish nation,

I express my heartfelt wish that you will celebrate, after each decade elapsing into eternity, this great national day, in greater honour, happiness, peace and prosperity.

How happy is the one who says "I am a Turk."

Ankara, October 29, 1933