INSANLIGIN YOLCULUGU VE ORTA ASYA

ATATURK:  FATHER OF THE TURKS ATATURK PHOTO GALLERY ANCIENT TURKS PIRI REIS MAP-ANCIENT WORLD MAP ANCIENT TURKS' LANGUAGE TURKS' RECENT HISTORY WHO ARE TURKS? KIPCHAK TURKS OGUZ TURKS TURKS AT AMERICA MIGRATION & CENTRAL ASIA NE MUTLU TURKUM DIYENE HISTORY BEGINS WITH TURKS TURAN ATATURK'S  GREAT SPEECHES ANTI-TURKISM -TURK DUSMANLIGI



INSANLIGIN YOLCULUGU VE ORTA ASYA 

Insanligin yolculugu Afrika'da, nufusu belki de birkac yuzu geçmeyen bir avci topluluk ile basliyor ve 60.000 yil kadar sonra 6,5 milyar insan sayisiyla bugunlere geliyor. Afrika'daki o ilk modern insanlar kimlerdi? Onlarin torunlarindan bir bolumunun 50.000 yil önce dogduklari kitadan ayrilip Avrasya'ya yayilmaya zorlayan neden neydi? Hangi yollardan gitmislerdi? Bu yollar uzerinde insanlik ailesinin daha eski uyeleriyle karismislarmiydi? Insanlar Amerika kitasina ilk kez ne zaman ve nasil ulasmisti? Bizler nereden geliyoruz? Bugun bulundugumuz yere nasil geldik? Onlarca yildir elde ettigimiz ipuclari sadece atalarimizin yolculuklari boyunca geride biraktigi, suraya buraya dagilmis, kemikler ve aletlerden ibaretti. Bununla birlikte, son 20 yil icinde uzmanlar, gunumuzde yasam süren insanlarin DNA'larinda eski insanlarin goclerine dair bir kayit buldular. National Geographic genetik arastirma projesi Genographic projesinin baskani Dr. Spencer Wells, "Insan kaninin her damlasi genlerimizin diliyle yazilmis bir tarih kitabi icerir" diyor. Insanlarin genetik sifresi, ya da genomu dünya genelinde yuzde 99,9 aynidir. Geriye kalan ise ornegin goz rengi ve hastalik riski gibi bireysel farkliliklarimizdan sorumlu olmanin yani sira, bazen gorunurde hiçbir islevi olamayan genler tasiyan DNA bolgeleridir. Evrim süreci içinde bu islevsiz gibi gorunen dizilerden birinde çok ender olarak rastlantisal, zararsiz bir mutasyon meydana gelir ve ardindan, o kisinin soyundan gelen tum insanlara aktarilir. Kusaklar sonra, ayni mutasyonun, ya da belirtecin iki kisinin DNA'sinda bulunmasi, bu kisilerin ayni atadan geldigini gösterir. Ve bilim adamlari, bircok farkli topluma ait genetik belirtecleri karsilastirarak onlarin soy baglantilarinin izini sürebilirler. Anne ile babanin DNA'lari dunyaya gelen her çocukta bir araya gelip karistiginda yeniden bir genetik duzen olusmasi nedeniyle, genomlarin cogunda bu kücük degisiklikler belirsizlesir. Mitokondri DNA'si (mtDNA) denilen bir bolge anneden cocuga aynen gecer. Cocugun erkek olmasini saglayan Y kromozomlarinin büyük bölümü de hiç bozulmadan babadan ogula gecer. Kadinlarin mtDNA'sinda ve erkeklerin Y kromozomunda zamanla biriken mutasyonlar genomunuzu olusturan atalarinizin engin denizinde sadece iki damla gibidir. Yine de genetikçiler çesitli topluluklara ait mtDNA ve Y kromozomlarini karsilastirarak buyuk goc sirasinda bu topluluklarin yollarinin nerede ve ne zaman ayrildigi konusunda fikir sahibi olabilmektedir. Ayrica bu konuda, o bolgede gecmiste yasayan insanlarin kemik kalintilarindan alinan orneklerde bu haritanin sekillenmesine buyuk olcude yardim etmistir. 

Dr. Spencer Wells kimdir? 

Biyolog bir annenin ve avukat bir babanin oglu olarak 1969 yilinda Texas'ta dunyaya gelmistir. Yuksekogrenimini University of Texas'ta bitirdikten sonra, Harvard Universitesinde doktorasini yapmis ve daha sonra da Stanford Universitesi'nde post doktorasini tamamlamistir.National Geographic kurulusu  IBM ortakliginda dunyadaki en kapsamli genetik arastirma olan Genographic Projesinin basina Dr. Spencer Wells'i getirdi. Bu bes yillik proje dahilinde Wells, bes kitaya yolculuk yapti ve yaklasik 3000 kisiden ornekler aldi. Bugun bu proje kayitlarinda 100 bin'i askin insanin genetik sonuclari yer almaktadir.  

Afrika’dan Ortaasya’ya yolculuk ve sonrasi 

Spencer Wells modern insanligin yolculugunun Afrika’nin guneyinde yasayan Bushmen’ler ile basladigina inaniyor. Buna en buyuk kaniti da bu insanlarin, bulunan en eski modern insanin DNA grubuna sahip olmalari ve uc farkli insan tipinin de ozelliklerini tasimalaridir. 

 

  Wells’e gore dunya 60 bin yil once buz caginin icindeydi, bircok yer buzullarla kapliydi ve bugun deniz altinda bulunan kitalara bagli olan bircok toprak parcasi 50 bin yil once olan Afrika’dan ilk goce elverisli bir ortam olusturdu. Bu ilk goc grubu Hindistan’in guneyinden Endonezya’ya ve Avustralya’ya, diger ayrilan kismi da kuzeydogu Asya uzerinden Amerika’ya geldi. 

  Bu gruptan ortadoguda ayrilan diger grup(bugunku insanligin Afrika haric %90’ini olusturanlar)  Ortadogu bolgesinde neanderthalllerin varligindan dolayi ve ayrica yasamaya ve beslenmeye daha iyi ve elverisli yerler bulmak icin uzun bir yolculuktan sonra Ortaasya’ya geldi, bu grubun insanlari(Eurasian Clan) uzun sure Ortaasya’da yasadi ve cogaldi, Avrupali ve Asyali yani Avrasya insanlarinin cogunun atalarini olusturdu. Well’s e gore; “Insanligin dogdugu yer Afrika ise Ortaasya’da bebeklik zamanini gecirdigi ve buyudugu yerdir”. Wells’in Ortaasya’da calismalari sirasinda aldigi orneklerden birisi bu bolgede 40 bin sene once yasamis bir insanin DNA ornegiyle ayni cikti, yani  bu kisinin atalari hic goc etmeden o bolgede yasamlarini surdurmus ve geni(haplogrup K) hic mutasyona ugramamisti. Bu kisi; Uzbekistanin Kirgizistan ve Kazakistan sinirina yakin bolgede yasayan Uygur Turku Niyazov(Niyazoglu)’du.

 

 

 

 

Ortaasya’da(Turkistan) 30 bin yil oncesine kadar 15 bin yil gibi uzun bir zaman beraber yasayan bu insanlarin bir kismi Ortaasya’da kaldi ve diger kisimlari da uc koldan degisik yonlere goc ettiler.  30 bin yil once guneye gidenler bugunku Guney Ortaasyalilarin, Pakistanli ve Hintlilerin buyuk bir cogunlugunu olustururken, doguya gidenler bugunku Asyalilarin, Polonezyalilarin cogunlugunu olusturdu, kuzeye gidenler ise Sibirya Altaylardan ikiye ayrilarak; batiya gidenler bugunku Avrupalilarin buyuk bir cogunlugunu olustururken, doguya gidenler(20 bin yil once) ise bugunku Amerikan yerlilerinin buyuk bir cogunlugunu olusturdu. 

     

 Afrika’dan Ortadogu’ya sonradan gelen diger grubun bir kismi da Turkiye ve kafkaslar uzerinden Avrupa’ya goc etti, bu grup bugunku Ortadogulularin, Iranlilarin buyuk cogunlugunun, Avrupalilarin ve Turkiye Turklerinin de bir kismini olusturdu. Afrika’dan en son gelen grupta bugunku Kuzey Afrikalilarin ve Yunanlilarin yarisindan fazlasini olusturdu. Son on bin yilda avciliktan tarima gecen ve ati evcillestiren insanoglu yeniden uzun mesafeli goclere basladi. Wells yeni calismasinda bu son 10 bin yili inceleyecek.

 

Dr. Spencer Wells’in Genographic projesi calismasinin sonuclanmasindan sonra bircok yerde arastirmalari yayinlandi, kitaplari basildi, roportajlari yapildi ve bircok yere konusmaci olarak davet edildi. The Alcalde’den Temmuz 2004’te Alvin Seale ile yapilan roportajinda Wells; yasadigi yerden baska  kendisini evinde tek hissettigi yer olarak Ortaasya’yi gosterdi. Bundan bir sure once Milliyet gazetesinde Yasemin Congar’in Dr. Spencer Wells ile yapmis oldugu bir roportaji da yayinlandi. Bu roportajdan bazi bolumleri size sunmak istedim.

Yasemin Çongar: Genetik biliminin buldugu Afrikali Adem ve Havva'nin, tek Tanrili dinlerin ögrettigi Adem ve Havva'dan farki ne?
Spencer Wells: Hem dinsel yaratilis hikayeleri ve genetik bulgularin insanligin ortak bir kökene dayandirmasi ilginç. Ancak kutsal kitaplardaki yaratilis hikayeleri M.Ö. 4000 yilina kadar gidiyor.
Kutsal kitaplara göre, Tanri Babil Kulesi'ni yikinca, ortaya yeni diller ve kavimler çikiveriyor, ama nasil oldu da dünyanin dört yaninda yasamaya, birbirimizden bu kadar farkli görünmeye basladik, bunun açiklamasi dinde yok. Biz bunu arastiriyoruz.
Yasemin Çongar: Genetik bilimi ilerlerken, Darwinizme karsi hareket de güçleniyor...
Spencer Wells: Aslinda bazi dindarlar, ortak bir kökenimiz oldugunun genetik bilimi tarafindan kanitlanmasindan memnun. Tek dilegim, dindarlarin bilimsel tezlere kulak tikamamalari.
ABD'deki 'yaradilisçilik' hareketine ve asiri saga, bilime kapiyi kapadiklari için kiziyorum. Kimseden inançlarindan vazgeçmesini istemiyoruz. Ama dinin ögrettikleri dahil her hipotezin test edilmesinden yanayiz.
Yasemin Çongar: Benimsedigimiz sosyal kültürel kimligin genetik kimligimizle çelismesi, bir ikilem yaratabilir... Spencer Wells: Biz kimsenin kimligine karar vermiyoruz. Buraya bizi getiren yolculugu kesfediyoruz.

Dr. Spencer Wells “biz kimsenin kimligine karar vermiyoruz” demesine ragmen Milliyet’in ilk sayfasinda  ve diger Turkiye’de cikan bazi yayin organlarinda arastirmanin sonuclarini carpitan, uydurulmus ve art niyetli  “ Turkiye’de Turk geni az” ve “Kendinizi Türk sayabilirsiniz, ama kökleriniz baska yere uzanabilir” yorumunu iceren yazilar cikti.. Arastirmanin detaylarini bildigim icin bu yorumlar bana cok ters ve celiskili geldi. National Geographic kurulusunun Chicago’da organize ettigi Dr. Spencer Wells’in yaptigi konusma sonrasinda bir firsat bularak kendisine Turkiye’de gazetede cikan bu yorum hakkinda soru sordum ve kendisi bana boyle bir seyi soylemesinin mumkun olmadigini cunku tek basina Turk milletinin geninin olamayacagini, milletlerin birden fazla gen grubunun karismasindan meydana geldigini, bazi milletlerde bu karisimin az bazi milletlerde de cok oldugunu belirtti. Ayrica bu sohbet sirasinda kendisinin atalarinin da Amerika’ya  Ingiltere’den, oncesinde Ortaasya’dan ve onun oncesinde de Afrika’dan geldigini soyledi.

Dr. Wells’in bu cevabindan sonraki yorumum sudur “ Afrika’daki bazi milletlerin disindaki hicbir milletin atalarinin o ulkenin sinirlari icindeki topraklardan gelmedigidir ve insanligin tarihi boyunca devamli goc halinde oldugudur”. Ayrica genetik biliminin insanliga getirdigi diger bir gercek ise, her ne kadar irkcilar dunyanin cesitli yerlerinde kendilerini hala gosterseler de,  bilimsel olarak irkciligin sonunu da getirmis olmasidir, gecmiste irk olarak sayilan farkliliklar bugun genlerin ortak bir kokenden mutasyonlari olarak belirtiliyor. Dr. Wells’in soylediklerine gore ornegin bugun Ingilizlerin, Fransizlarin veya Almanlarin buyuk cogunlugu Ortaasya kokenli(K, L, T, N, P, Q, R(R1A&R1B)) cikarken bir kismi da Nordik kokenli (I) ve Ortadogu/Kuzey Afrika kokenli(J, E) olarak cikabiliyor (Dr. Wells’in de cevabindan cikan yoruma gore) fakat bu onlarin Ingiliz, Fransiz veya Alman oldugu gercegini degistirmiyor. Fakat konu Turkiye’ye ve Turkler’e gelince; yalan propagandayi ve carpitmayi kendine vazife bilen bazi kisiler tarafindan suistimal araci olarak kullaniliyor. Ben de bu medya kuruluslarimizdaki carpitilmis bilgi veren ve milletlere ait gen yaratmaya calisan bu etnik bolucu ve irkci kisilere karsi bilimsel(dunyada yapilan son genetik arastirmalar:Genographic Project-Worldhaplogroups) gercekleri kaynak alarak diyorum ki “TURK’lerin atasi oldugu; Ortaasya geni bugunku Turkiye’de cogunlukta oldugu kadar dunyanin bircok yerinde de cogunluktadir ve bu sonuc Turkiye’deki azinliktaki Ortadogu kokenlilerinde sadakatla ve anayasal tanimla bagli olduklari Turk milletinin bir uyesi olduklari gercegini degistirmez”